II. Yerçekimi Nelerdir?
III. Yerçekimi
IV. Yerçekimi Yasaları
V. Yerçekimi Kuvveti
VI. Yerçekimi Dalgaları
VII. Kara Delikler
VIII. Esneyen Kainat
IX. Yerçekiminin Geleceği
Tipik Problemler
Gök cisimleri | Özellikler |
---|---|
Yıldızlar | Fer ve sıcaklık yaymak |
Gezegenler | Mahrek yıldızları |
Aylar | Mahrek gezegenleri |
Kuyrukluyıldızlar | Güneşin yörüngesinde |
Asteroitler | Güneşin yörüngesinde |
Yerçekimi Nelerdir?
Yerçekimi, kütleli nesneleri birbirine çeken kuvvettir. Elektromanyetizma, kuvvetli qüç ve sıska kuvvetle beraber tabiat ananın dört temel kuvvetinden biridir. Yerçekimi yıldızların, gezegenlerin ve galaksilerin oluşumundan mesuldür ve ek olarak gelgitlerden de mesuldür.
III. Yerçekimi
Yerçekiminin zamanı uzun ve karmaşıktır ve insan düşüncesinin en eski günlerine kadar uzanır. Yerçekiminin malum en eski terimi, evrendeki bütün nesnelerin “gravitas” adında olan bir qüç tarafınca Dünya’ya çekildiğine razı gelen Yunan felsefeci Aristoteles’in yazılarında bulunur. Bu düşünce ondan sonra, Dünya’nın evrenin merkezi olmadığını, bunun yerine Güneş’in çevresinde dönen birçok gezegenden biri bulunduğunu öne devam eden Polonyalı gökbilimci Nicolaus Copernicus tarafınca sorgulandı.
Yerçekiminin ilk ilmi teorisi, hareket yasalarını ve evrensel çekim kuvvetini 1687’de gösteren İngiliz matematikçi ve fizikçi Isaac Newton tarafınca geliştirildi. Newton’un teorisi, yerçekimi kuvvetinin matematiksel bir tanımını sağlamış oldu ve gezegenlerin ve öteki gök cisimlerinin hareketini başarıyla ifade etti.
20. yüzyılda Albert Einstein, Newton’un teorisini geçersiz kılan genel görelilik adında olan yeni bir yerçekimi teorisi geliştirdi. Genel görelilik, yerçekiminin daha doğru bir tanımını sağlar ve Newton’un teorisinin açıklayamadığı, ışığın kütleli cisimler çevresinde bükülmesi ve kara deliklerin varlığı şeklinde bir takım olguyu açıklamak için kullanılmıştır.
Yerçekimi emek vermesi hala fazlaca etken bir inceleme alanıdır ve yerçekiminin doğası hakkındaki bir takım yanıtsız sual vardır. Örnek olarak, fizikçiler yerçekimine neyin sebep bulunduğunu ya da tabiat ananın öteki kuvvetlerine kıyasla niçin bu kadar sıska bulunduğunu hemen hemen bilmiyorlar.
Cevaplanmamış birçok soruya karşın, kütle çekiminin incelenmesi kainat ve içerisindeki yerimiz hakkındaki daha derin bir anlayışa yol açmıştır. Kütle çekimi tabiat ananın temel kuvvetlerinden biridir ve bildiğimiz şekliyle evreni şekillendirmede dirimsel bir rol oynar.
IV. Yerçekimi Yasaları
Yerçekimi yasaları, yerçekimi kuvveti ile iki nesnenin kütleleri ve aralarındaki mesafe arasındaki ilişkiyi tanımlar. Birinci yerçekimi yasası, iki nesne arasındaki yerçekimi kuvvetinin, kütlelerinin çarpımıyla doğru orantılı ve aralarındaki mesafenin karesiyle ters orantılı bulunduğunu belirtir. Bu, matematiksel olarak şöyle anlatım edilebilir:
Ç = Gm1m2/r^2
Burada F kütle çekim kuvveti, G kütle çekim sabiti, m1 ve m2 iki cismin kütleleri ve r aralarındaki mesafedir.
İkinci kütle çekim yasası, bir cismin kütle çekim kuvvetinden meydana gelen ivmesinin kütle çekim gücüyle doğru orantılı ve cismin kütlesiyle ters orantılı bulunduğunu belirtir. Bu matematiksel olarak şöyle anlatım edilebilir:
a = F/m
Burada a cismin ivmesi, F kütle çekim kuvveti ve m cismin kütlesidir.
Üçüncü çekim yasası, her fiil için eşit ve zıt bir reaksiyon bulunduğunu belirtir. Bu, bir nesne başka bir nesneye yerçekimi kuvveti uyguladığında, ikinci nesnenin de birinci nesneye eşit ve zıt bir qüç uyguladığı demektir.
Yerçekimi yasaları, fiziğin en temel yasalarından bazılarıdır. Evrendeki bütün nesnelerin hareketini, en minik atom altı parçacıklardan en büyük yıldızlara ve galaksilere kadar yönetirler.
V. Yerçekimi Kuvveti
Yerçekimi kuvveti, hacmi olan herhangi iki nesne arasındaki çekim kuvvetidir. Elektromanyetik qüç, kuvvetli nükleer qüç ve sıska nükleer kuvvetle beraber tabiat ananın temel bir kuvvetidir. Yerçekimi kuvveti dört temel kuvvetin en zayıfıdır, sadece bununla birlikte en uzun menzilli olanıdır.
İki nesne arasındaki kütle çekim kuvveti, kütlelerinin çarpımıyla doğru orantılı ve aralarındaki mesafenin karesiyle ters orantılıdır. Bu, iki nesne arasındaki kütle çekim kuvvetinin, birbirlerine daha yakın olduklarında daha büyük, daha uzak olduklarında ise daha azca olduğu demektir.
Yerçekimi kuvveti yıldızların, gezegenlerin ve öteki astronomik nesnelerin oluşumundan mesuldür. Ek olarak Dünya’daki gelgitlerden de mesuldür.
VI. Yerçekimi Dalgaları
Kütle çekim dalgaları, uzay-zaman dokusunda kütleli nesnelerin ivmelenmesiyle oluşan dalgalanmalardır. Albert Einstein tarafınca 1915’te genel görelilik kuramının bir kararı olarak öngörülmüştür. Kütle çekim dalgaları son aşama zayıftır ve yalnızca kara delikler ya da nötron yıldızları şeklinde fazlaca kütleli nesneler tarafınca üretildiklerinde tespit edilebilirler.
Yerçekimi dalgaları ilk başlarda 2015 senesinde Lazer İnterferometre Yerçekimi Dalgası Rasathane (LIGO) tarafınca tespit edildi. Yerçekimi dalgalarının tespiti büyük bir ilmi atılımdı ve Einstein’ın genel görelilik teorisini doğruladı. Yerçekimi dalgaları evreni incelemek için de kullanıldı ve kara deliklerin ve nötron yıldızlarının evrimine dair yeni bakış açıları sağlamış oldu.
VII. Kara Delikler
Kara delik, yer çekiminin o denli kuvvetli olduğu bir uzay-zaman bölgesidir ki hiç bir şey, hatta fer bile kaçamaz. Genel görelilik teorisi, büyük bir yıldızın kendi yer çekimi altında çökmesiyle bir kara deliğin oluştuğunu öngörür. Vaka ufku, yer çekiminin o denli kuvvetli olduğu bir uzay-zaman bölgesinin sınırıdır ki hiç bir şey, hatta fer bile kaçamaz.
Kara delikler evrendeki en uç nesnelerden biridir. O denli yoğundurlar ki kütleleri uzayın fazlaca minik bir bölgesinde yoğunlaşmıştır. Bu onları fazlaca minik fakat çok önemli yapar. Bir kara deliğin kütle çekim alanı o denli güçlüdür ki uzay-zamanı bükebilir. Bu, feza ve dönemin bir kara delik çevresinde çarpıtıldığı demektir.
Kara delikler tamamen kara değildir. Hawking radyasyonu adında olan hafifçe bir ışınım parıltısı yayarlar. Bu ışınım, kuantum alanlarının kara deliğin vaka ufkuyla etkileşimi kararı doğar.
Kara delikler büyüleyici ve esrarengiz bir nesnedir. Evrendeki en uç nesnelerden biridir ve hala tam olarak anlaşılamamıştır.
Esneyen Kainat
Kainat genişliyor ve bu genişleme hızlanıyor. Bu, galaksiler arasındaki mesafenin zaman içinde arttığı anlamına geliyor. Evrenin genişlemesinin, galaksileri birbirinden uzaklaştıran esrarengiz bir güç olan karanlık enerjiden kaynaklandığı düşünülüyor.
Evrenin genişlemesinin bir takım kararı vardır. Birincisi, evrenin devamlı olarak büyümüş olduğu demektir. İkincisi, evrenin eskiden olduğu için daha azca yoğun olduğu demektir. Üçüncüsü, evrenin nihayetinde artık genişlemediği ve daralmaya başlamış olacağı bir noktaya ulaşacağı demektir.
Evrenin genişlemesi, bilim adamları tarafınca hala incelenen büyüleyici ve mühim bir olgudur. Fizikteki en büyük gizemlerden biridir ve evrenin doğasını anlamamıza destek olmaktadır.
Yerçekiminin geleceği geniş bir inceleme alanıdır. Yerçekiminin iyi mi çalmış olduğu ve evrendeki öteki kuvvetlerle iyi mi ilişkili olduğu hikayesinde cevaplanmamış birçok sual vardır. En acele sorulardan bazıları şunlardır:
* Yerçekiminin kökeni nelerdir?
* Yerçekimi tek temel qüç midir?
* Yerçekimi ile kuantum mekaniği içinde iyi mi bir ilişki vardır?
* Yerçekimi en minik ölçeklerde iyi mi çalışır?
* Yerçekimi evrenin genişlemesini iyi mi etkisinde bırakır?
Bunlar fizikçilerin cevaplamaya çalmış olduğu sorulardan bir tek birkaçı. Yer çekimine dair anlayışımız arttıkça, etrafımızdaki evreni daha iyi anlayacağız.
S1: Yerçekimi nelerdir?
A1: Yerçekimi, nesneleri birbirine çeken kuvvettir. Elektromanyetizma, kuvvetli qüç ve sıska kuvvetle beraber tabiat ananın dört temel kuvvetinden biridir.
S2: Yerçekimi iyi mi çalışır?
A2: Yerçekimi uzay-zamanın eğriliğinden oluşur. Bir nesne ne kadar büyükse, uzay-zamanı o denli fazlaca eğriltir ve yerçekimi çekimi o denli kuvvetli olur.
S3: Yer çekiminin tesirleri nedir?
C3: Yerçekimi yıldızların, gezegenlerin ve galaksilerin oluşumundan mesuldür. Ek olarak nesneleri birbirlerinin yörüngesinde meblağ ve nesnelerin yere düşmesine yol açan kuvvettir.
0 Yorum